SBSTV olarak bu yayını Hz. Mehdi'ye ayırdım.Umarım beğenir ve yararlanırsınız.
Hz. Mehdi'nin hizmetleri öylesine önemli ve büyüktür ki, rivayetlerde onun hilafetinden sadece insanların değil, bütün yer ve gök ehlinin memnun olacağı belirtilir. Çıkışı sadece ehli iman için değil, yer ve gök ehli için dahi sevinç kaynağı olur. Öyle ki kuşlar, vahşi hayvanlar, denizdeki balıklar dahi sevinirler. Hatta Mehdi'nin güzel hizmetleri sebebiyle ölüler bile dirilip onun zamanında yaşamayı temenni ederler. Kısaca Allah, kalpleri onun muhabbetiyle doldurur. Bu önemli hakikati ifade ettikten sonra İslamı, sadece ahiret diniymiş gibi görme veya göstermenin İslamı tanımamak manasına geldiğini, peygamberlerin sadece ahiret işlerinde değil, dünya işlerinde de rehber oldukları gibi Hz. Mehdinin de maddi ve manevi her konuda yol göstereceğini, ıslahatını her sahada yapacağını hemen belirtelim. Evet, Hz. Mehdi vazifesini sadece din sahasında değil, saltanat, hilafet, sosyal hayat, cihad gibi hayatı kuşatan her sahada icra edecektir. Hz. Mehdi bir müceddittir. Cenabı Hak onunla dini tekrar iade edecektir. O, ahir zamanda, Asrı Saadette olduğu gibi İslamı yeni baştan hakim kılacak, yüceliğini, üstünlüğünü bütün dünyaya ilan edecektir. Resulullah (a.s) en başta İslamı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi de en sonunda İslamı aynı şekilde ayakta tutacaktır. Ümmü Seleme'nin rivayetine göre, Hz. Mehdi, İslamı yeryüzünün değişik bölgelerinde hakim kılacaktır. Onun diktiği kuru bir dalın, hatta ağacın yeşerip yapraklandığı belirtilir Hz. Mehdi müceddit olduğu içindir ki, aynı zamanda dönemine İslamın damgasını vuracaktır. İslama yöneltilen hücumları bertaraf edecek, Sünneti Seniyyeyi ihya edecektir. Aişe Validemizin rivayet ettiği bir hadisi şerifte bu husus açık açık anlatılır: “Benim vahiy üzere mücadele verdiğim gibi Mehdi de sünnetim üzere mücadele verir.” buyurulur. Rivayetlere göre Hz. Mehdi ihya etmedik sünnet, kaldırmadık bid'at bırakmayacak, ahir zamanda tıpkı Resulullah gibi dinin vecibelerini ifa edecektir. Hatta onun dini yayma ve sünneti ihya etme görevini yürütürken halkı bid'atlarla amel etmeye alıştıran modern bir bilginden dahi söz eder. Hz. Mehdi geldiğinde alabora olmuş bir atmosferle karşılaşır. Tepeden tırnağa İslama yöneltilmiş bir tahribat söz konusudur. İslamiyeti içine alan ve dağlar büyüklüğünde taşları bulunan İslam kalesinde bir sürü gedikler açılmıştır. Bin seneden beridir yığılan ve birike gelen şüphelerin bir anda kusulduğunu; İslami esaslar kırılmaya, genelin kalp ve fikirleri dehşetli yaralanmaya, vicdan-ı umuminin bozulmaya yüz tuttuğunu görür. Bütün bunlar Süfyan'ın öncülüğünde gerçekleşir. Hz. Mehdi ise bu müthiş tahribatın sebep olduğu manevi hastalığı Kur'andan aldığı ilaçlarla tedavi eder; bid'atlarla unutulmaya, unutturulmaya çalışılan ve savaş açılan, gerçekte ise her biri birer iksir olan Sünnet-i Seniyye prensiplerini yerleştirmeye çalışır. O ve onun cemiyeti, Süfyan komitesinin tahribatını tamir edip Sünnet-i Seniyyeyi ihya edecektir. Hz. Mehdi, mücadelesini, bütün mukaddesleri inkar fikriyle ortaya çıkan büyük Deccala, hem de İslama, Kur'an'a savaş açan, dinsiz, yalancı İslam Deccalı Süfyana karşı verecek, bu mücadeleler sonucunda onu öldürecek, tahribatını tamir edecektir. Bu demektir ki, Hz. Mehdi çok zor şartlarda hizmet verecek, mücadelesini sürdürecek. Hadis-i şeriflerde Süfyanın tahribatına olduğu kadar Hz. Mehdi'nin onunla yapacağı mücadelelere de yer verilmiştir. El-Heytemi bunu şöyle anlatır: “Ona biat edenler, (Kabe civarındaki) rükün ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, asla kan dökmezler.” Müslim'de yer alan bir hadiste Hz. Mehdi'nin Deccalle olan enteresan bir mücadelesine yer verilmektedir. Her ne kadar Mamer ve Ebu İshak gibi raviler, bu zatın, Hz. Hızır olduğunu söylüyorlarsa da hadisin öncesi ve sonrasından onun Hz. Mehdi olduğu anlaşılmaktadır. Bu hadis-i şeriften anladığımıza göre Deccalın merkezde silahlı gözetleme yapan askerleri bulunmaktadır ki bu, onun büyük bir ordu ve hükümet gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Buna dayanarak Hz. Mehdi'yi kendine bende etmek istemekte, kabul etmeyince de eziyet ve sıkıntı vermekte, tesirsiz hale getirmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Öyle ki “sırtı ve karnı döve döve genişletilmekte,” yani onun davası gün geçtikçe etrafa daha da yayılmaktadır. O, bunca eziyet ve işkenceye rağmen asla boyun bükmez, Deccalı tanımaz, aksine Deccallığı hakkındaki kanaati daha da pekişir, mağlup edilmez bir edayla insanlara şöyle seslenir: “Ey insanlar şüphe yok ki artık Deccal bana yaptığı bu işi artık insanlardan hiçbir kimseye yapamayacaktır.” Deccal yine onu öldürmek için alır. Ama onun boynu ile köprücük kemiği arası bir bakır levha haline geliverir ve Deccal artık onu kesebilecek hiçbir yol bulamaz. Sonunda onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar ve fırlatıp atar. İnsanlar, Deccalın onu ateşe attığını sanırlar. Oysa o mü'min Cennet içine atılmıştır. #hzmehdi #hzmehdigeldimi #sbstv
Hz. Mehdi'nin hizmetleri öylesine önemli ve büyüktür ki, rivayetlerde onun hilafetinden sadece insanların değil, bütün yer ve gök ehlinin memnun olacağı belirtilir. Çıkışı sadece ehli iman için değil, yer ve gök ehli için dahi sevinç kaynağı olur. Öyle ki kuşlar, vahşi hayvanlar, denizdeki balıklar dahi sevinirler. Hatta Mehdi'nin güzel hizmetleri sebebiyle ölüler bile dirilip onun zamanında yaşamayı temenni ederler. Kısaca Allah, kalpleri onun muhabbetiyle doldurur. Bu önemli hakikati ifade ettikten sonra İslamı, sadece ahiret diniymiş gibi görme veya göstermenin İslamı tanımamak manasına geldiğini, peygamberlerin sadece ahiret işlerinde değil, dünya işlerinde de rehber oldukları gibi Hz. Mehdinin de maddi ve manevi her konuda yol göstereceğini, ıslahatını her sahada yapacağını hemen belirtelim. Evet, Hz. Mehdi vazifesini sadece din sahasında değil, saltanat, hilafet, sosyal hayat, cihad gibi hayatı kuşatan her sahada icra edecektir. Hz. Mehdi bir müceddittir. Cenabı Hak onunla dini tekrar iade edecektir. O, ahir zamanda, Asrı Saadette olduğu gibi İslamı yeni baştan hakim kılacak, yüceliğini, üstünlüğünü bütün dünyaya ilan edecektir. Resulullah (a.s) en başta İslamı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi de en sonunda İslamı aynı şekilde ayakta tutacaktır. Ümmü Seleme'nin rivayetine göre, Hz. Mehdi, İslamı yeryüzünün değişik bölgelerinde hakim kılacaktır. Onun diktiği kuru bir dalın, hatta ağacın yeşerip yapraklandığı belirtilir Hz. Mehdi müceddit olduğu içindir ki, aynı zamanda dönemine İslamın damgasını vuracaktır. İslama yöneltilen hücumları bertaraf edecek, Sünneti Seniyyeyi ihya edecektir. Aişe Validemizin rivayet ettiği bir hadisi şerifte bu husus açık açık anlatılır: “Benim vahiy üzere mücadele verdiğim gibi Mehdi de sünnetim üzere mücadele verir.” buyurulur. Rivayetlere göre Hz. Mehdi ihya etmedik sünnet, kaldırmadık bid'at bırakmayacak, ahir zamanda tıpkı Resulullah gibi dinin vecibelerini ifa edecektir. Hatta onun dini yayma ve sünneti ihya etme görevini yürütürken halkı bid'atlarla amel etmeye alıştıran modern bir bilginden dahi söz eder. Hz. Mehdi geldiğinde alabora olmuş bir atmosferle karşılaşır. Tepeden tırnağa İslama yöneltilmiş bir tahribat söz konusudur. İslamiyeti içine alan ve dağlar büyüklüğünde taşları bulunan İslam kalesinde bir sürü gedikler açılmıştır. Bin seneden beridir yığılan ve birike gelen şüphelerin bir anda kusulduğunu; İslami esaslar kırılmaya, genelin kalp ve fikirleri dehşetli yaralanmaya, vicdan-ı umuminin bozulmaya yüz tuttuğunu görür. Bütün bunlar Süfyan'ın öncülüğünde gerçekleşir. Hz. Mehdi ise bu müthiş tahribatın sebep olduğu manevi hastalığı Kur'andan aldığı ilaçlarla tedavi eder; bid'atlarla unutulmaya, unutturulmaya çalışılan ve savaş açılan, gerçekte ise her biri birer iksir olan Sünnet-i Seniyye prensiplerini yerleştirmeye çalışır. O ve onun cemiyeti, Süfyan komitesinin tahribatını tamir edip Sünnet-i Seniyyeyi ihya edecektir. Hz. Mehdi, mücadelesini, bütün mukaddesleri inkar fikriyle ortaya çıkan büyük Deccala, hem de İslama, Kur'an'a savaş açan, dinsiz, yalancı İslam Deccalı Süfyana karşı verecek, bu mücadeleler sonucunda onu öldürecek, tahribatını tamir edecektir. Bu demektir ki, Hz. Mehdi çok zor şartlarda hizmet verecek, mücadelesini sürdürecek. Hadis-i şeriflerde Süfyanın tahribatına olduğu kadar Hz. Mehdi'nin onunla yapacağı mücadelelere de yer verilmiştir. El-Heytemi bunu şöyle anlatır: “Ona biat edenler, (Kabe civarındaki) rükün ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, asla kan dökmezler.” Müslim'de yer alan bir hadiste Hz. Mehdi'nin Deccalle olan enteresan bir mücadelesine yer verilmektedir. Her ne kadar Mamer ve Ebu İshak gibi raviler, bu zatın, Hz. Hızır olduğunu söylüyorlarsa da hadisin öncesi ve sonrasından onun Hz. Mehdi olduğu anlaşılmaktadır. Bu hadis-i şeriften anladığımıza göre Deccalın merkezde silahlı gözetleme yapan askerleri bulunmaktadır ki bu, onun büyük bir ordu ve hükümet gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Buna dayanarak Hz. Mehdi'yi kendine bende etmek istemekte, kabul etmeyince de eziyet ve sıkıntı vermekte, tesirsiz hale getirmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Öyle ki “sırtı ve karnı döve döve genişletilmekte,” yani onun davası gün geçtikçe etrafa daha da yayılmaktadır. O, bunca eziyet ve işkenceye rağmen asla boyun bükmez, Deccalı tanımaz, aksine Deccallığı hakkındaki kanaati daha da pekişir, mağlup edilmez bir edayla insanlara şöyle seslenir: “Ey insanlar şüphe yok ki artık Deccal bana yaptığı bu işi artık insanlardan hiçbir kimseye yapamayacaktır.” Deccal yine onu öldürmek için alır. Ama onun boynu ile köprücük kemiği arası bir bakır levha haline geliverir ve Deccal artık onu kesebilecek hiçbir yol bulamaz. Sonunda onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar ve fırlatıp atar. İnsanlar, Deccalın onu ateşe attığını sanırlar. Oysa o mü'min Cennet içine atılmıştır. #hzmehdi #hzmehdigeldimi #sbstv
Yorumlar
Yorum Gönder